Belki bir isyan, belki sesleniş belki bir haykırış tüm ezilen ötekileştirilen ve hala haksızlığa uğrayan kadınlara ve ne yazık ki ataerkil düşüncenin hüküm sürdüğü bir toplumda yaşıyoruz. Kadının işi yemek yapmak, ev işi yapmak, çocuk doğurmak ve hiçbir şekilde hiçbir hak talep etmeden otursun evinde, sesi çıkarmasın. Ve yine sözlerime maalesef diyerek devam edeceğim kız kardeşler mirasçı sayılmıyor anne babadan kalan haklardan pay edilmiyor.
Bunun yanı sıra Türkiye’de de kadına yönelik şiddet her gün gün geçtikçe daha da artmakla beraber araştırmalara göre kadınların %52 ile %66’sı sözel şiddete, %15 ile %65’i fiziksel şiddete, %24 ile %55’i psikolojik şiddete, %13,5 ile %19,3’ü ekonomik şiddete, %6,3 ile %15’i cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Buna yönelik düşüncelerime göre eminim ki resmi olamayan kayırtalar göre kadına yönelik şiddet oranı bunun daha çok üzerindir.
Olayın daha acı yönü ise cinayetlerin her gün gün geçtikçe daha çok artması buna göre 2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Bu sayı veriler yine resmi kayıtlara geçmeyen daha çok üzerinde olduğunu aşikar.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) kadına karşı şiddet istatistiklerine göre Türkiye, %32’lik oranla OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Yaşamı boyunca her üç kadından birinin şiddet gördüğü Türkiye, ayrıca bu konuda G20 ülkeleri arasında da birinci sırada. Hala cinsiyet ayrımın yapıldığı, Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, şiddetin yaşandığı ve hala kadının bir birey sayılmadığı bir toplumda, işte kadınlar günü kutlandı, anneler günü kutlanıyor ve sosyal medyada paylaşılıyor. Ne kadar acı ki yine Kadın sadece bir reklam ve ticari amaçla kullanılan bir araç haline geliyor. Eğer gerçekten kadını önemsiyor sayıyorsanız önce bir birey, sonra Türkiye cumhuriyetinin tüm hak ve hukuklarına sahip olduğunu kabul edilmesi gerekmelidir. Öyle bir toplumuz ki kendi içimizde uygulamadığımız adaleti, hukuku hep başkasında aramamız ne kadar doğru ve yerinde bir davranış olduğu tartışılı.
Adaletin hukukun hiçbir merceğinin tecili etmediği bir toplum içinde yaşayan kadınlara, artık ne kadar yaşamak deniliyorsa ki çoğu kadın, kendisi için değil de sadece yaa çocukları, da insanlar bir şey demesin diye sadece yaşıyor gibi görünüyorlarken, yılardır haksızlık yaptığı kadını sosyal medyada sanki dünyada ki en büyük değeri veriyormuş ki giösterip paylaşılması tam bir alay konusu! “Neymiş efendim kadınlar günüymüş, anneler günüymüş. Sene olmuş 2025 ama kadın haklarında maalesef ki bir arpa boy almamış ve körelmiş zihniyetlerle hala hüküm sürmeye devam ediliyor. Herkesin üstüne düşeni yaparsa zaten ortada bir haksızlık kalmayacak ama öyle ki bu zihniyetin yaptırımları devam edeceği görünüyor. Yene de kendi içimiz de başlayalım adalete önce hem cinslerimiz olarak birbirimize destek olalım ve sonra kendi haklarımız için mücadele edelim. bu gün sözlerimi tabki direnişimizin sözleriyle noktayı koyuyorum. “susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz .”