DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22323061,67%
Şanlıurfa
34°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sıcakların Psikolojimiz Üzerindeki Etkileri

1

BEĞENDİM

ABONE OL

Aşırı sıcakların yaşadığı Urfa sınırları içinde son günlerde baktığımızda insanların sinir seviyesi yükseldiği ve nabız ölçümün daha da yükseldiği bu günlerde psikolojimizi de bir hayli etkileyebiliyor.  Örneğin aşırı sıcak veya aşırı nemli bir hava güne kötü bir başlangıç yapmaya sebebiyet verdiği gibi günü aynı şekilde devam etmemize neden oluyor. Bunun neticesinde ise halsizlik, sinirlilik, tahammülsüzlük ve karamsarlık gibi durumlar ortaya çıkabiliyor bu da çevremizde ki iletişimizi etkiliyor. Aşırı sıcakların psikolojimizi bu yönde etkilemesinin en büyük nedeni, sıcak havaların ısı düzenleme kapasitemizde oluşturduğu baskı olarak biliniyor. İşte aşırı sıcakların psikolojimiz üzerindeki etkilermiş hep birlikte bakalım…

Aşırı sıcak havalar ile birlikte psikolojimiz olumsuz yönde etkilenebiliyor. Genellikle sıcak havanın uzun sürmesi ve buna bağlı olarak vücudun su ve mineral kaybetmesi ısı stresine yol açabiliyor. Bu durum merkezi sinir sistemini etkileyerek beyinde salgılanan birçok kimyasalın dengesini bozabiliyor. Kimyasal dengenin bozulmasının sonucu olarak birçok psikolojik olumsuzluk ortaya çıkabiliyor. Bir diğer yandan aşırı nemli hava, nefes rutininde aksaklıklara neden olduğu gibi hareketlerimizin yavaşamsına neden oluyor.

İnsan bedeni ve insan psikolojisi birçok olumsuz durum ile mücadele edebilecek muhteşem bir yapıya sahip. Aşırı sıcak havanın getirdiği olumsuz düşüncelere teslim olmaktan ziyade bu düşüncelerle hem yaşam tarzı olarak hem de psikolojik olarak mücadele etmek, onları yenmeye olanak tanıyabilir. İşte bu olumsuz düşüncelere karşı savunma mekanizmanızı geliştirebileceğiniz birkaç ufak öneri. Sıcak havalarda yapılması gereken veya eğlenilen işleri ertelemek psikolojiyi kötü yönde etkileyebilir. Bu yüzden mümkün olduğunca eğlenceli aktivitelere de zaman ayırmaya çalışılmalı ve sosyalleşilmelidir. Önemli işler mümkün olduğunca serin ortamlarda yapılmalıdır bu anlamda daha sağlıklı karar almamıza olanak sağlar. Dolaysıyla kararlarınızı daha sakin daha serin ortamlarda almanız sizin yararınız olacak.

Sevgiyle kalın.

Devamını Oku

Önce kendimiz

1

BEĞENDİM

ABONE OL

“Hayat ve yaşam üçgenimiz arasında ilerlerken hayatımıza giren insanları ve yeni tanıdığımız insanların Acaba hayatımda iz bırakacak mı diye düşünürüm;  yoksa öylesine gelip geçici biri mi olacaklar? En başından beri yalnızız aslında. Sadece hayatımızın belli bir yöne akmasında rol oynuyor o insanlar. Ama belirleyici olan bizleriz. Yaptığımız seçimler, aldığımız kararlar, pişman olduğumuz anlar, keşke dediğimiz zamanlar… Hepsinde başrol biziz. Psikolojik olarak kendimize yön veriyor yada toplumun verdiği düşüncenin etkisinde kalarak, kendimize yönlendiriyoruz. Düşünmeden, toplumun çoğu ne yapmışsa biz de doğru olan o hissiyatına kapılıp bu şekilde hareket ediyoruz. Sanki asıl önemli olan bizim neleri başarmak istediğimiz değil de, içinde bulunduğumuz toplumun bizden istedikleri. İçler acısı olansa, toplumdaki bireylerin çoğu bu şekilde yaşamlarını sürdürüyor. Tabi buna yaşamak denirse… Bence istenmeyen bir yaşamı sürdürmeye ömür doldurmak denmeli. Çünkü eğer hayallerimizi gerçekleştiremiyorsak, istediklerimize ulaşabilecekken engelleri aşmaya korkuyorsak o yaşamın ömür doldurmaktan başka hiçbir farkı kalmaz.

Filmin son sahnesi hep aynı yalnız doğuyoruz ve yalnız ölüyoruz.  Senaryo aynı değişen tek şey oyuncular ve mekân. Ne var ki hayatımıza sonradan dahil olmuş insanlar bizden daha çok söz sahibi. Toplumun belli töreleri, örf ve adetleri var ve eğer bunlara göre hareket etmezsek bu sefer de ne yazık ki toplumdan dışlanıyoruz. Belki de bu yüzden kendi seçimlerimizi yapmaktan korkuyoruz. Çünkü kendi seçimimiz olduğu için eğer hata yaparsak toplumu suçlayamayacağız ve toplumdan dışlanmış bir birey olacağız. Buda yeni yalnız kalacağımız korkusuna kapılmamıza neden olacak.

Fakat hayatta bazı şeyleri gözden çıkarmamız gerekir. Belli seçimler yaparız ve bu seçimlerde el altında bir şey tutamayız, risk almaktan başka şansımız yoktur. İşte bu anlarda kendimize fazlasıyla güvenmemiz gerekir. Kendimizi ne kadar tanımışız, kendimizle ne kadar barışığız böyle zamanlarda ortaya çıkar. Sonuçta bu bizim hayatımız ve istediklerimize ulaşmanın çabasında olmalıyız. Amacımızı gerçekleştirmeli, ömür doldurmaktan fazlasını yapıp o filmin baş-rolünü oynayıp, senaryoyu senariste değil kendimiz yazmalıyız. Kendi hayatımızı başkaları yada toplumun sağduyusuna bırakmadan, kendimiz için yaşamalı, kendi yararımıza göre ve kendi isteklerimize göre hayatımızı şekillendirmeliyiz.

Sevgiyle kalın.’’

Devamını Oku

Sevgi bir ihtiyaç

1

BEĞENDİM

ABONE OL

‘’Sevgi; saygının, hoşgörünün, mutluluğun ve huzurun eksikliğini yaşayan tüm hastaların tek reçeteyle verilen tek ilacıdır. Sevgi insanları iyileştirir güzelleştirir ve başarıya götürür. Dolayısıyla sevmeyi ve sevilmeyi çokça aramamız ve çokça istiyor olmamız yerinde olan bir istek. Fakat maalesef ki birçoğunun da en çok eksikliğini yaşadığı bir ihtiyaç ve maalesef ki bazılarının da hiç tanımadığı hiç yaşamadığı hatta öyle ki adresine uğramadığı bir duyu. Sevgiyi yaşamadan büyümek ve yaşamak ciddi bir sorun ve öyle ki insanı ömür boyu eksik yaşamasına neden olur. Sevgiyle yaşamak her insanı daima bir adım öne götürür ve hayatını güven içinde geçirmeni sağlar. Sevginin hükmü çok büyük. En çok şiirlere, yazılara, şarkılara konu olan bir cümledir. Bazen de en çok aşkla karıştırılır ve edebiyatın en çok kullanılan terimi bile diyebiliriz. Bunların yanı sıra bir de insan yaşamında etkili olan en önemlisi unsur tıpkı su gibi katık gibi.’’
‘’İnsan olarak da en çok hep sevilmek isteriz. Sevilmek, insanın kendisini daha özel, daha değerli, daha biricik hissetmesine kapı açan en tesirli duygudur. Bu nedenle, her birey farkında olmaksızın, içinde bir yerde bir duygu deposu barındırır. Sevgi deposu, sevgi gereksinimimizi gidermek için geliştirdiğimiz en kıymetli değerimizdir. Bir sevgi insanın hayatta tadabileceği en güzel şeydir. Bu sevgiyi tatmayan insanlar sevginin nasıl bir şey olduğunu, ne kadar hayatın içinde olduğunu ve olması gereken bir şey olduğunu algılamakta zorlanabilirler. Doğada ki canlılar bile sevgi olmadan yaşamakta zorluk çekiyorlarsa insan gibi bir üstün varlığın sevgisiz yaşaması ne kadar zor.’’

‘’ İnsanlar sevilme ihtiyacı olan canlılardır, bu sebeple sosyal etkileşim ihtiyacı duyarlar. Yani sevilme ve onaylanma ihtiyacı, her insanın zihninin bir parçasıdır. Başkalarıyla bağlar kurmak ve sosyal etkileşime girmek, kendi kimliğimizi oluşturmamızı sağlar. Sevgiye ihtiyacımız olduğu kadar sevilmeye de ihtiyacımız vardır. Her insanın sevilmek ister. Sevildiğimizi bilmemiz bize güven verir ve kendimizi daha değerli görmemizi sağlar. Her yazarın her alimin sevgiyle ilgili illaki bir sözü vardır. Benim aklıma Fuzuli’den bir söz geldi paylaşmak istedim. Fuzuli’ye sormuşlar: “Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” “Sevmek” demiş; çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın. Kimisine göre sevgi emeğinin karşılığını almaktır, kimine göre bir tutam özlemdir.İnsan sevdiğini özler ve sevdiğini görmek ister kimine göre değer görmektir vs. Kısacası sevmek sevilmek her koşulda, her şartta ve anlamda güzeldir. Dilerim ki hayatta her canlının ve özelikle insanların sevgiyle yaşamaları ve de sevgiyle dolu bir ömür geçirmeleridir.
Sevgiyle kalın.

Devamını Oku

URFA BUNU HAK ETMİYOR

1

BEĞENDİM

ABONE OL

‘’Tarihe ışık tutan asırlar boyunca gelip geçen medeniyetlerin izinde bir kültür birleşimi olarak görülen Urfa, dünyanın ilk tapınağı Göbeklitepe’ ve rivayetlere göre İbrahim peygamberin burada doğduğuna inanıldığı için Peygamberler Şehri olarak da anılan aynı zamanda Güneydoğu Anadolu’nun göz bebeği olan Şanlıurfa! Taş tepeler,Balıklıgöl Kalesi,müzeleri, hanları ve daha sayamadığım o kadar çok tarihi ve turizm bölgesi var. Fakat maalesef ki turizm bölgeleri çöp kokusundan geçilmiyor. Yaz mevsiminde hava sıcaklığının nerdeyse 45 ile 50 dereceyi bulmasıyla etrafta ki üstü açık çöp konteynerler gün boyunca kokudan geçilemiyor. Bu kadar sıcak bir il olan Urfa’nın çöp konteynerlerinin kapakları yok ve o çöplerin üzeri neden sürekli açık! Ve aynı zamanda neden sabah geç saatlerde çöplerin toplanıyor olmasıyla sabah işe giden vatandaşların bu kokuya maruz bırakılıyor? Sokaklar özelikle de turizm bölgesinde ki çevre kirliği yerde ki çöpler, pislikler, her tarafta kötü kokuların gelmesi bu şehrin tarihi yapısına gölge düşürüyor. ”
‘’Beni takip eden okuyucularım bilir genelde yazılarım kişisel gelişim ve psikoloji üzerine yazmayı tercih ediyorum. Fakat bazen bu şehirde yaşıyor olmam ve Urfalı olmamdan dolayı bu şehrin sorunları beni o kadar rahatsız ediyor ki bu sorunları dile getirmemem elde değil. Burada ki amacım kimseyi karalamak yâda manipüle etmek değil. Gördüğüm manzara ciddi anlamda beni rahatsız ediyor ve bu kadar güzel olan memleketime bu manzarayı hiç yakıştıramıyorum. Dolayısıyla ben dışardan gelen bir yabanca olsam, bir daha asla buraya gezmeye gelmem. Bu kadar açık ve net konuşuyorum. Ciddi anlamda hijyen ve temizlik konusu kırılma noktasında ,bu soruna acil olarak müdahale edilmeli. Aksi takdirde Urfa’nın hem ticaretini, hem potansiyelini hem de şanına gölge düşürecek ve maalesef yaşanılacak bir yer olmaktan çıkacak kadar büyük bir eksiklik söz konusu.’’
‘’Elbette ki bu durumda yerel yönetimlere çok iş düşüyor tabi.Bu durumun yüzde sekseni yerel yönetime ve yüzde yirmisi de vatandaşa düşüyor. Urfa halkı olarak gerçekten çok duyarsız olduğumuzu da belirtmek istiyorum. Çevrenin temiz tutulması konusunda hiç dikkat edilmiyor. Piknik alanlarında yiyip içip, pislikler çöpler, orada bırakılıyor. Ne yazık ki insanlarımız yediğinin içtiğinin çöpünü bile çöp konteynerlere atmaktan acizler. Hâlbuki bu durumda ne kadar büyük bir günah işlediklerinin farkında değiller.”Yerden çöp almak ibadet, yere çöp atmak kul hakkıdır.” Bunu bilseler belki yapmazlar. Yerel yönetimlere de iş düşüyor, sadece temizlemek yeterli olmaz aynı zamanda vatandaşları bilinçlendirmekte gerekir. Ki zaten yönetimin çevre temizliği konusunda ciddi eksikliği var bunu görmezden gelebilmek mümkün değil. Yeterince temizlenmiyor çöpler,zamanında toplanmıyor ve yukarıda da belirtiğim gibi çöplerin üstü açık ve şehrin her sokağı, caddesi ve köşesi kokuyor. ‘’
‘’Ve nasıl oluyor da bu sorun her vatandaşın gözünün içine bata bata görünüyorken sokak ve esnafı dolaşan yerel yönetimin, siyasi politiklerin hiç mi dikkati çekmiyor, yoksa bunlar vatandaşın içine karışmadan önce temizlenip paklandıktan sonra mı sokağa çıkıyorlar bilinmez. Sadece aklımda kaldığı kadarıyla seçim döneminde söylenene şu ironi aklıma geliyor.”Bu şehre hizmet etmeye gönüllüyüz.” Peki nerede bu hizmet?’’
(Sevgiyle kalın)

Devamını Oku

Kırıldığınız yerde yeniden başlayın

0

BEĞENDİM

ABONE OL

‘’Etrafımızdaki karamsarlığı, umutsuzluğu ve endişeli halleri gördükçe akla öğrenilmiş çaresizlik kavramı gelmeye başlar. Bazen bu sendromlarla baş etmek oldukça zor olabiliyor. Belki üzüldünüz belki kırıldınız bir daha asla dediniz, kendinizi tükenmiş hissettiniz hatta sizin için hayat durmuş gibi geldi ama maalesef hayat akışımız duygularımıza göre hareket etmiyor. Bir taraftan da hayat akıp devam eder ve siz kırılmış parçalanmışta olsanız bir şekilde kalkıp yeniden başlamanız gerekiyor. Artık her neyle iyileşebiliyorsanız kendinize o ilacı enjekte edin ve en çok kırıldığınız yerden tekrar başlayın; başarmaya, gülmeye, sevmeye ve yeniden inanmaya başlayın. ‘’
‘’Yeniden başlamanız gerektiğini unutmuş olabilirsiniz, her zamankinden daha güçlü, daha cesurca yeniden kalkmak gerekiyor çünkü kırıldınız bir kere artık kırılmaktan korkmadan başlayacaksınız. Ne kadar kırılmış olsanız da pes etmeyin. Güneş hiç bir zaman yönünü değiştirmeden hep doğudan doğdu unutmayın ki o güneş bir günde sizin için doğacak ve her zamankinden, olduğundan daha farklı bir ışık saçacak. Yeter ki pes etmeyin! Belki eksikleriniz vardı, belki sevmeyi bilmediğiniz için hiç sevilmemiştiniz yâda yanlış insanlara verdiğiniz değere karşılık onların her seferinde sizi kırıp paramparça edip enkaz halinde terk etmiş olması… Sizde onlara inat her defasında o enkazların altından çıkmayı başaracaksınız. Asla yeniden başlamaktan korkmayın unutmayın ki cesurlar asla kaybetmez sizden korkanlar ise çoktan kaybetmişlerdir.’’
‘’Korkmayın ve kırıldığınız yerden başlayın fakat aynı insanlarla değil, sizi kıran, size değer vermeyen ve üzerinize basıp geçenleri, asla hayatınızda barındırmayın.! Barındırdığınız her an sizin zararınızadır ve o insanlar asla yeniden başlamanıza izin vermezler. Her defasında öldürmeyeceğiniz kadar sizi besler fakat sevgi ve değerden yana da sizi hep aç bırakırlar. Zamanınızı, sevginizi ve değerlerinizi bu tür insanlar için harcamayın çünkü değmezler. Pes etmeyin ne kadar kırılmış olursanız olun, yeninden başlayın unutmayın ki acılar cesurları güçlü, korkakları ise basitleştirir. Öncelikle kendinizde güvenin, güçlü olun ,her şeye meydan okurcasına denemekten ve yeniden başlamaktan asla vazgeçmeyin. “Değerli okuyucularım dilerim cesaretiniz yürüdüğünüz yolu aydınlatsın ve size başarılı ,mutlu bir hayatın kapılarını açsın”
“Sevgiyle kalın’’

Devamını Oku