DOLAR 32,4256 -0.06%
EURO 34,8452 0.26%
ALTIN 2.432,29-0,25
BITCOIN 2012759-3,06%
Şanlıurfa
28°

KAPALI

13:07

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

DEMOKRASİ NASIL BİR ŞEY!

DEMOKRASİ NASIL BİR ŞEY!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

DEMOKRASİ NASIL BİR ŞEY!

Kim okurdu kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başk’olmasa

AŞIK VEYSEL Şatıroğlu

                                           Demokrasi üzerine en güzel tanımı Aşık Veysel yapmıştır. Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başk’olmasa dediğinde, bir arada yaşayan insanların farklı düşüncelere sahip olabileceğini ve bununda bir zenginlik olduğunu vurgulamıştır. Demokrasi üzerine birçok görüş, tanım veya bakış olsa da modern yaşamda demokratik diyebileceğimiz sistemlerin çok temel özellikleri vardır. Bunları açıklamadan önce etimolojik olarak ‘’ demokrasi ‘’ kavramının kökenini, yüzyıllar önce ilk kez nerede kullanıldığını ve geçirdiği tarihsel evrimi açıklayacağız.

                                           Antik Yunan kökenli bir kavram olan demokrasi, etimolojik olarak Demos’u Yunanlılar ‘’ Fakirler ‘’, ‘’ çoğunluklar ‘’ anlamında kullanırken bazen de ‘’ insanlar ‘’, halk ve Atinalılar olarak kullanmışlardır. Bu açıklamalara bakılacak olursa, demokrasiyi eleştiren Aristokratlar kendileriyle savaşan halkı küçümsemek için bu kavramı ‘’ fakirler ‘’ şeklinde kullanmışlardır. Antik Yunan’da Demokratia Atina’nın ve diğer Yunan şehirlerinin yönetim şekillerini açıklamak için kullanılıyordu. Etimolojik analiz üzerinden gidecek olursak demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesidir. [1]

                                           Robert Dahl’ında belirttiği gibi Yunanca Demos, ( insanlar) ve kratos ( yönetmek), sözcüklerini birleştirerek ‘’ demokrasi ya da demokratia ‘’ terimini ilk kullanan Yunanlılar – büyük ihtimalle Atinalılar – olmuştur.[2]

                                          Bu açıklamalardan hareketle demokrasiyi ‘’ halkın iktidarı ” ya da ” iktidarın halka ait olması şeklinde ifade edebiliriz. ‘’ Özetle halkın kendi kendini yönetmesi olarak hayata geçen demokraside, yöneticilerin adil, özgür ve düzenli seçimler yoluyla halk tarafından seçildiği bir demokratik sistem olarak tanımlayabiliriz.

                                           Oysaki buradaki halk, ( demos ) kavramı, siyasal kavrayış olarak, ‘’ özgür, toprak ve köle sahibi, erkeklerden oluşan topluluğa verilen addır. ‘’ mülksüzler, ücretliler, kadınlar ve yabancılar ‘’ siyasal topluluk olan demosun parçası ve muhatabı değil, yalnızca ona tabi unsurlardır.[3]

                                           Modern demokrasi ile kıyaslayacak olursak Antik Çağ Yunan Demokrasisi, daha ilkel ve kendi dönemine göre ilerici bir sistemdi. Monarşi ve tiranlığı yıkan Yunanlılar halk mahkemeleri ve halk meclisleri kurup şehirleri yönetmişlerdir. Şair Solon’un[4] koyduğu yasalar ile yurttaşlık bilinci ve demokratik kurallar uygulanmıştır. Demokratia sistemi 200 yıl uygulandıktan sonra kilise, din, Romalılar vb. birçok sebepten dolayı Yıkılmıştır.

                                            1500’lü yılların ortasında başlayan coğrafi keşifler batı dünyasında birçok şeyi değiştirdi. Galileo’nunda dediği gibi ‘’dünya dönüyordu‘’ ve kilisenin dediği birçok şey yalandı. Martin Luther[5] kilisenin cehennemden tapu satmasına karşı çıkmış ve kutsal kitabı Latinceden Almancaya tercüme ederek Protestanlık mezhebinin ortaya çıkmasına sebep olmuştu. İtalya’da başlayan Rönesans ( Yeniden doğuş ) hareketlerinde antik çağ yunan dünyasından yapılan çevirilerin etkisi çok büyüktü. Bütün Avrupa’da akılcılığın, bilimin, rasyonel düşüncenin ve felsefenin çağı başlıyordu. Özellikle İngiltere’den başlayan sanayi devrimi dünya tarihini değiştirecek sonuçlar doğuracaktı. Amerikan kolonilerinin İngilizleri yenmesiyle imzalanan bağımsızlık bildirgesi, Fransız devriminin yarattığı ulusçuluk ve özgürlük idealleri yeni bir çağı başlatıyordu. Özgür, bireysel düşünen ve kendi kendini yönetebilen kişilerden oluşan bir toplum oluşuyordu. Günümüzdeki modern toplumlar oluşmadan önce faşizm, nasyonel sosyalizm ve Adolf Hitler gibi kötü örnekler yaşanmış olsa da yine de demokrasiyi sahiplenmeliyiz.

                                            Her toplumun, partinin veya ülkenin farklı anladığı ‘’Modern Demokrasi‘’ tam olarak nedir? Hiç düşündünüz mü? Günümüzde bir ülkenin veya sistemin modern sayılabilmesi için bazı özellikler vardır. Öncelikle madde madde açıklayalım:

  • Yurttaş odaklılık,
  • Adil ve Dürüst seçim,
  • Siyasal eşitlik,
  • Çoğunluk yönetimi,
  • Açık tartışmacı, iknacı ve uzlaşmaya dayalılık,
  • Açık ve sorumlu hükümet,
  • Sivil toplum,
  • Hukuk önünde eşitlik,
  • İktidarın yalnız bir kişi ya da grubun elinde bulunmaması ve halkın tamamına ait olması,
  • Azınlık haklarının korunması,
  • Rasyonel temel üzerine oturtulan yönetim yapıları,
  • Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti,
  • Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığı,
  • Bireyselleşme,
  • Laiklik,
  • Örgütlenme ve örgütlere katılma hürriyeti,
  • İfade hürriyeti,
  • Kamu görevlerine girebilme hakkı,
  • Haberleşme hürriyeti,
  • Temel insan hakları ve benzeri özelliklerdir. [6]

                                           Tabi bunlara basın özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti, ifade özgürlüğü, çoğulculuk, şeffaflık ve katılımcı demokrasiyi ekleyebiliriz. Herkes istediği şeye inanıp savunabilir. Çoğunluğun kararları geçerli olsa dahi azınlık haklarının korunması ve yaşatılması modern demokrasinin temelidir. Liyakat ve fırsat eşitliğinin her aşamada sağlandığı bir sistem olan demokrasi için Abraham Lincoln şunu söyler: ‘Halkın halk tarafından halk için idaresi’.

                                           Demokrasi egemenliğin kullanılış biçimine göre 3’e ayrılır; Doğrudan demokrasi, yarı doğrudan ya da temsili demokrasi, son olarak da temsili demokrasi şeklindedir. Halkın devlet kararlarını doğrudan aldığı ve temsilcilerin ( milletvekili, belediye başkanı, meclis üyeleri, cumhurbaşkanı, başkan veya başbakan vb. ) olmadığı bir yönetim şeklidir. Antik çağda Yunan şehirlerinde uygulanmıştır.

                                          Yarı doğrudan-temsili demokrasilerde ise temsilciler vardır. Yönetimi halk bunlara bırakmıştır. Gerektiği durumlarda referandum, cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesi vb. uygulamalarla halk direk kararlara ortak olur. Halkın temsilciler seçerek yönetildiği sisteme ise temsili demokrasi denir. Zaten günümüzde en yaygın kullanılan yönetim biçimi temsili demokrasidir. ABD, Avrupa, Japonya ve ülkemiz örnek olarak verilebilir.

                                        Temsili demokrasiler de siyasi partilerin varlığı çok önemlidir.

                                         ‘’ Demokratik rejimler, iktidarın meşru bir şekilde ( özgürce ve adil bir şekilde yapılan seçimler yoluyla ) el değiştirebildiği tek rejimdir. Dolayısıyla siyasi partiler olmaz ise bütün vatandaşların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri ve iktidara etki edebileceği bir mekanizma da olmaz. ‘’[7]

                                         Her bir birey istediği partiye, sendikaya veya derneğe üye olabilir. Bireyler istedikleri partiye oy verebilir, uygun gördüğü partiden aday olabilir veya seçimlere bağımsız olarak katılabilir. Seçimlerin özgür, adil ve demokratik olabilmesi için devletin bütün adaylara ve partilere eşit mesafede olması gereklidir. Adaylar ve partiler kitle iletişim araçları üzerinden tüm topluma seslenebilmeli ve eşit rekabet koşullarında mücadele etmelidir. Seçimlerin güvenliğinden tamamen devlet sorumludur. Herhangi bir anlaşmazlık veya yolsuzluk durumunda bağımsız mahkemelerin konuyu çözüme kavuşturmaları elzemdir. Ülkemizde seçimler ve yaşanılan süreçlerle karşılaştırıp yorumlarda fikirlerinizi açıklayabilirsiniz.

LİBERAL DEMOKRASİ

 

                                           ‘’ Toplumsal sözleşme metni olarak kabul edilen anayasalarda devletin güç ve yetkilerinin sınırlandırıldığı, bireysel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir yönetim şeklidir. Liberal sosyal düzenin ilkeleri üzerinde toplumsal uzlaşmanın sağlandığı ve siyasal iktidarların anayasanın sınırları içinde güç ve yetkilerini kullandığı yönetim şekli liberal demokrasidir. ‘’[8]

                                             Liberal demokrasi, bireyin hak ve özgürlüklerini temel alarak devletin birey karşısında gücünün sınırlandırılmasını ister. Hukukun üstünlüğünün olduğu toplumlarda hukuk, bireyi devlete ve diğer insanlara karşı korur. Günümüz Türkiye’sinde ise hukuk, ‘bana göre devleti bireye karşı korurken üstünlerin hukukunu oluşturmuştur.’

                                             Günümüzde liberal, çoğulcu, temsili demokrasi en yaygın olarak kullanılan demokrasi türüdür. Parlamenter sistem, başkanlık veya yarı başkanlık, meclis hükümeti gibi sistemlerle birçok ülkede uygulanmaktadır. Bir demokrasinin en önemli özelliği vatandaşların özgürce kamusal hayata katılabilmesidir. (seçimlere katılma, oy kullanma, seçilme, kuruluş ve derneklere üye olma gibi.)

                                             Demokrasilerde bireyler siyasal liderleri eleştirebilmeli ve sürekli uyarabilmelidir. Bu yüzden basın ve ifade özgürlüğü çok önemlidir. Özgür, güçlü ve tarafsız bir medyanın olduğu ülkelerde siyasetçiler her zaman diken üstünde olmalıdır. Tüm işlerinin hukuk önünde şeffaf bir şekilde yapmalıdırlar.

                                             Demokrasiler de azınlıkların hakları, evrensel insan hakları beyannamesi gibi birçok belgede güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla çoğunluk yasa yaparken azınlıkların haklarına saygı göstermek zorundadır.

                                             ‘’ demokrasilerde, vatandaşların hakkını koruyan, düzeni sağlayan ve hükümetin gücünü sınırlayan hukukun üstünlüğü mevcuttur. Tüm vatandaşlar kanun önünde eşittir. Hiç kimseye dil, din, ırk veya etnik grubundan, cinsiyetinden veya cinsel tercihinden dolayı ayrımcılık uygulanamaz. ‘’[9]

                                            Yazımızın sonuna gelirken fikirlerinizi, düşünce ve eleştirilerinizi yorumlara yazabilirsiniz. Saygı ve sevgiyle kalın…

 

 

 

KAYNAKÇA

 

[1] Yavuz Özdemir, Ufuk Şimşek, Elif Aktaş, ‘’ Demokrasi Üzerine ‘’ Dergipark.org.tr ( 2006 , syf. 3 )

[2] Doç. Dr. Murat Aktaş, Demokrasi Kavramına Eleştirel Bir Bakış, Anemon Dergisi ( Anemon ; Muş Alpaslan Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, syf 89.)

[3] Yavuz Özdemir, Ufuk Şimşek, Elif Aktaş, ‘’ Demokrasi Üzerine ‘’ Dergipark.org.tr ( 2006 , syf. 4 )

[4] MÖ 640-560’ta yaşadığı tahmin edilen, Atinalı devlet adamı ve şair. Yaptığı reformlarla Atina demokrasisinin temelini attığı kabul edilir. ( kaynak; Vikipedia)

[5]  Alman Keşiş, Teolog, Üniversite profesörü, Protestanlığın babası ve Luterciliği yaratan, geliştiren ve yayan kişi. ( kaynak;Vikipedia)

[6] Yavuz Özdemir, Ufuk Şimşek, Elif Aktaş, ‘’ Demokrasi Üzerine ‘’ Dergipark.org.tr ( 2006 , syf. 8)

 

[7] Doç. Dr. Murat Aktaş, Demokrasi Kavramına Eleştirel Bir Bakış, Anemon Dergisi ( Anemon ; Muş Alpaslan Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, syf. 93 )

[8] Doç. Dr. Murat Aktaş, Demokrasi Kavramına Eleştirel Bir Bakış, Anemon Dergisi ( Anemon ; Muş Alpaslan Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, syf. 94 )

[9] [9] Doç. Dr. Murat Aktaş, Demokrasi Kavramına Eleştirel Bir Bakış, Anemon Dergisi ( Anemon ; Muş Alpaslan Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, syf. 99 )