Şıh Maksut Türbesi - NŞanlıurfa HaberNŞanlıurfa Haber Şıh Maksut Türbesi - NŞanlıurfa Haber

Şıh Maksut Türbesi

Türk Devletlerinden Eyyubiler’in Urfa’ya hakim oldukları  sırada, Batı Türkistan yakınındaki Nişabur şehrinden öğrencileriyle Urfa’ya gelmiş ve bu zaviyeyi kurmuştur. Dört eyvanlı Selçuklu medreseleri planında inşa edilen zaviyenin her eyvanında, dört İslam mezhebinin biri ile ilgili ilimler tahsil ediliyor, zaviyenin güneybatısındaki mağaralarda öğrencilerin ikameti sağlanıyordu. Zaviyenin 100 m. batısında bulunan sarnıcın yanındaki kaya duvarı üzerinde yer alan Arapça kitabede, sarnıcın H. 579 (M.1183) tarihinde Nişaburlu Said oğlu Mesud tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Zaviyenin de aynı tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir. Zaviyenin bodrumunda yer alan ve girişi doğu dış cepheden olan mezar odasında bulunan beş mezardan birinin Şeyh Mesud’a, birinin kız kardeşine, diğer üçünün ise, öğrencilerine ait olduğu söylenilmektedir.

Devrinin alim ve mutasavvıflarından biri olan Şeyh Mesud ve zaviyesi ile ilgili anlatılan bir rivayete göre, “Anadolu’yu İslamlaştırmak ve Türkleştirmek üzere Anadolu topraklarına gelen Şeyh Mesud, Urfa’yı çok sever ve buraya bir zaviye yapıp öğrenci yetiştirmeyi ister. Şeyh Mesud zaviyenin inşası ile uğraştığı esnada, yoldan geçen tanımadığı bir askerden çevrede bulunan taşları toplayıp kendisine getirmesini ister. Şeyhin bu isteğini kabul eden asker, kendisinden istenilen taşları toplar ve şeyhe getirir. Askerin bu davranışından çok etkilenen Şeyh Mesud, ‘Allah seni Mısır’a sultan yapsın’ diye askere dua eder. Anlatıldığına göre, Şeyh’in duasını kabul eden Allah, söz konusu askeri Mısır’a sultan eder.” Aynı konu ile ilgili diğer bir rivayete göre ise, “Şeyh Mesud’un zaviyenin inşası için taş topladığı sırada, yoldan geçen süvari birliğinin komutanının atı, ürker ve bu duruma çok kızan komutan askerlerine Şeyh Mesud’u kırbaçlattırır. Hak etmediği bir cezaya çarptırılmasına dahi kızmayı ya da beddua etmeyi düşünmeyen Şeyh Mesud, süvari birliğinin komutanına ‘Allah seni Mısır’a sultan yapsın’ diye dua eder ve söz konusu komutanın daha sonra Mısır’a sultan olduğu anlatılır. Daha sonraki bir dönemde şeyhin öldüğünü duyan Mısır sultanı, Urfa’ya gelerek günümüzde mevcut olan türbeyi inşa ettirir.

Devrinin alim ve mutasavvıflarından biri olan Şeyh Mesud ve zaviyesi ile ilgili anlatılan bir rivayete göre, “Anadolu’yu İslamlaştırmak ve Türkleştirmek üzere Anadolu topraklarına gelen Şeyh Mesud, Urfa’yı çok sever ve buraya bir zaviye yapıp öğrenci yetiştirmeyi ister. Şeyh Mesud zaviyenin inşası ile uğraştığı esnada, yoldan geçen tanımadığı bir askerden çevrede bulunan taşları toplayıp kendisine getirmesini ister. Şeyhin bu isteğini kabul eden asker, kendisinden istenilen taşları toplar ve şeyhe getirir. Askerin bu davranışından çok etkilenen Şeyh Mesud, ‘Allah seni Mısır’a sultan yapsın’ diye askere dua eder. Anlatıldığına göre, Şeyh’in duasını kabul eden Allah, söz konusu askeri Mısır’a sultan eder.” Aynı konu ile ilgili diğer bir rivayete göre ise, “Şeyh Mesud’un zaviyenin inşası için taş topladığı sırada, yoldan geçen süvari birliğinin komutanının atı, ürker ve bu duruma çok kızan komutan askerlerine Şeyh Mesud’u kırbaçlattırır. Hak etmediği bir cezaya çarptırılmasına dahi kızmayı ya da beddua etmeyi düşünmeyen Şeyh Mesud, süvari birliğinin komutanına ‘Allah seni Mısır’a sultan yapsın’ diye dua eder ve söz konusu komutanın daha sonra Mısır’a sultan olduğu anlatılır. Daha sonraki bir dönemde şeyhin öldüğünü duyan Mısır sultanı, Urfa’ya gelerek günümüzde mevcut olan türbeyi inşa ettirir.

Zaviyenin girişi, batı tarafta bulunan ahşap bir kapı ile sağlanmaktadır. Dört eyvanlı olarak inşa edilen zaviyenin ortasında üzeri yarım kubbe ile kapatılmış bir avlu bulunmaktadır. Şıh Maksud’a ait olduğuna inanılan mezar, avlunun doğusunda bulunan eyvanın içersinde yer almaktadır. Mezarın bir metre yüksekliğindeki ahşap sandukasının üzeri, yeşil örtüler ile kapatılmıştır. Mezarın bulunduğu eyvan ile avlunun arası, ahşap bir camekan ve demir parmaklıklar ile bölünmüştür. Mezarın bulunduğu eyvanın girişi, kuzey taraftaki ahşap kapı ile sağlanmıştır.

Türbe, genellikle Cuma günü saat 10:00’dan sonra dilek tutma amaçlı veya şifa amaçlı olarak kadınlar tarafından ziyaret edilmektedir. Evlenmek, çocuk sahibi olmak veya işe girmek isteyen ziyaretçiler, namaz kılıp dilek tuttuktan sonra dileklerinin kabul olması için kendilerine ait bir elbise, elbiseden bir parça, tespih,düğme, para, kurdele ve başörtüsü gibi eşyaları mezarın üzerine atmakta veya eyvanın önündeki parmaklıklar ile ziyaretin doğusunda ve kuzeydoğusunda bulunan dağdağan ağaçlarına ip veya çaput bağlamaktadır. Bütün bunlardan sonra isteyen ziyaretçiler, dileklerini eyvan ile avlunun arasında bulunan ahşap camekan üzerine yazarak ziyareti tamamlarlar.

Diğer taraftan türbeye nefes darlığı çeken hastalar ile romatizma hastaları şifa amaçlı gitmektedir. Bu hastalar, sırtlarını veya ağrıyan yerlerini içerisinde Şeyh Mesud’un mezarının bulunduğu eyvanın demir korkuluklarına sürer ve akabinde imkan bulurlarsa, mezarın etrafında üç defa dönerek şifa aramaya devam ederler. Daha sonra, şeyhin kabri üzerine bir miktar para atan ziyaretçiler türbeden ayrılırlar.

Dileğinin kabul olduğuna veya hastalığının iyileştiğine inanan ziyaretçiler, daha sonraki bir dönemde tekrar türbeye giderek burada kurban kesip yemek yaparlar. Yapılan yemekleri o anda türbede bulunan diğer insanlarla birlikte yerler. Hem inanç açısından bir türbe,  hem de muhteşem bir manzaraya sahiptir. Aynı zamanda tarihi açıdan baktığınızda yapı ve etrafında ki mağaralar ve kayalar oldukça dikkat çekici bir görüntüye sahiptir. Bu anlamda gidecek olanlar hem inanç, hem gezi hem araştırma ve hem de doğa dinlendirici huzur verici bir ortam sağlamaktadır.

 

 

Şanlıurfa

12°C

Durum: Parçalı Bulutlu