Gürcütepe, Şanlıurfa’nın yaklaşık 4 km güneydoğusunda, Harran Ovası’nın kuzeybatı kenarında yer almaktadır. Gürcütepe, yaklaşık 1200 x 800 m’lik bir alana yayılmakta olup dördü höyük diğer dördü düz sekiz yerleşimden oluşmaktadır. Yerleşimler, doğal kaynak sularının ortaya çıktığı bir alana ve aynı zamanda Balık Nehri’ne bağlanan Sırrın deresi kenarına kurulmuştur. Alanın ilk iskanı, Son Çanak Çömleksiz Neolitik Döneme tarihlenmekte ve kesintisiz olarak Çanak Çömlekli Neolitik Dönem’e kadar uzanmaktadır. 2000’li yılların başından itibaren bölge, modern yerleşim tarafından iskân edilmeye başlanmış ve sadece Gürcütepe III’te tarım arazisi olarak kullanılan küçük bir alanda yer almaktadır.
Gürcütepe ilk olarak yakınındaki Kazane Höyük’te çalışan Türk-Amerikan ekibi tarafından Neolitik bir merkez olduğu fark edilmiştir. 1995-1999 yılları arasında Adnan Mısır, Harald Hauptmann ve Klaus Schmidt tarafından yönetilen, İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nin ortak bir çalışaması olarak Göbeklitepe ile birlikte araştırılmaya başlanmıştır. Bu ilk çalışmalar, iki büyük höyük olan Gürcütepe üzerinde yoğunlaşmış, Gürcütepe ve tabakalanmasını belirlemek için daha küçük sondaj kazıları yapılmıştır. Yaklaşık 6 m yükseklindeki kültürel dolguda, Son Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem yapı katmanları ile yerleşimleri ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca Çanak Çömlekli Neolitik Döneme atfedilen ilk çanak çömlek parçaları yüzeyden ele geçmiştir. Bunun yanı sıra özellikle Gürcütepe I’in en üst katmanları, çoğunlukla Helenistik-Roma mezarları ve izole yapı kalıntıları ile örtülmüştür.
Şimdilik sadece en güneydeki açmada belirlenen 2. Tabaka, taş temelli, pisé duvarlı ve içinde ocak olan, olasılıkla çok odalı dikdörtgen evlerden oluşmaktadır. Yerleşim planının üst tabakayla benzer olduğu, yapıların dışındaki açık alanda eve ait bir ocağın, pişirme çukurlarının ve çöplük alanın varlığıyla belirlenmiştir. 2. Tabakadan daha sınırlı sayıda olmakla birlikte kireç taşından figürin, pişmiş toprak hayvan figürini, taş kap ve boncuklar gibi buluntular ele geçmiştir. İlk dönem araştırmaları Gürcütepe’de, hali hazırda Son Çanak Çömleksiz ve İlk Çanak Çömlekli Neolitik Dönemi kapsayan bir kültürel silsile olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yeni kazılarla birlikte daha geniş bir alanda gözlemlenen bu önemli geçiş dönemi, Taş Tepeler kapsamında araştırılan diğer erken yerleşimlerin anıtsal mimarisine oranla daha küçük binaların yanı sıra belirgin bir kadın unsurunun toplumsal ve imgesel yaşama dahil edildiği görülmektedir. Bu değişimlerin nedenleri henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak yaşam tarzındaki dönüşümle ilişkilendirilmektedir. Tarih severlerin oldukça dikkatine çeken yapılara sahip ve görülmeye değer tarihi ören yeri olmaktadır.