MÖ. 2000 yılında Url şehrinin bir ticari kolu olarak kurulduğuna inanılan Harran’ın Sümerce veya Akatça kervan veya geçit yeri anlamına gelmektedir “Harran-U” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Bu tarihi kentte, Moğol İstilasında yıkılan tarihi Harran Üniversitesinin harabeleri ile tarihi Harran evleri vardır. Harran evlerinin yıllardır sahibi olan kişiler, hem o evlerde yaşayıp hem de gelen turistlere evlerini gezdirerek rehberlik etmektedirler. Harran evleri, surların içinde, bitişik bindirme yöntemi ile yapılmış sık dokulu ve toplu, kubbeli evlerdir. Evler komşuların akraba olmasından dolayı yan yanadır. Evin odaları içeriden birbirine bağlıdır. İslam anlayışına göre evler selamlık ve haremlik olarak iki kısma ayrılmıştır.
Harran Kümbet Evlerinin özelikleri ise ören yerinden toplanan tuğlalarla 150-200 yıl önce inşa edilmiştir. Kare, ya da kareye yakın prizmatik bir temel üzerine bindirme tekniğinde tuğlalardan yapılmıştır. Harcında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan, mimari yapısı ve malzemeleri sayesinde de yazları serin, kışları sıcak tutma özelliğine sahip evler, aşağıdan yukarıya doğru gittikçe daralmaktadır. Yüksekliği içeriden 5 metreye varan ve 30-40 tuğla dizisiyle örülerek inşa edilen evler, içeriden ve dışarıdan balçıkla sıvanması sayesinde varlıklarını bugüne kadar sürdürebilmişlerdir. Harran Kümbet Evler 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiştir.
Şanlıurfa’nın önemli kültürel miraslarından biri olan Harran Kümbet Evleri, özgün bir mimariyle inşa edilen kerpiç evlerden oluşuyor. Tarihi sit alanı içerisinde koruma altında bulunan bu evler, her odanın üstünde bulunan konik kubbeleriyle dikkat çekiyor. İnşası neredeyse üç asır öncesine dayanan Harran Kümbet Evleri, aynı zamanda yapıldığı dönemin standartlarını aşan bir mimari ustalık örneği. Evlerin bahçesinde görebileceğin değirmen taşları ise yapıların derin tarihine farklı bir açıdan daha ışık tutuyor. Harran Kümbet Evleri, Şanlıurfa’nın kültürel mirasının en ikonik parçalarından biri olarak anılmayı kesinlikle hak ediyor. Bölgenin zengin tarihini ve kültürel dokusunu enfes bir mimariyle harmanlayan bu evler, görenleri kendisine hayran bırakıyor. 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilen ve bölge halkı tarafından da önemli bir değere sahip bu yapıları, herhangi bir ücret ödemeden gezebilirsin.
