Mithat Sancar: "Sürecin rotası barışsa, pusulası demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet olmalıdır”  - NŞanlıurfa HaberNŞanlıurfa Haber Mithat Sancar: "Sürecin rotası barışsa, pusulası demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet olmalıdır”  - NŞanlıurfa Haber

Mithat Sancar: “Sürecin rotası barışsa, pusulası demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet olmalıdır” 

IMG 20251217 WA0094

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Mithat Sancar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, barışın yalnızca bir çatışmasızlık hali değil, hukuki, siyasal ve toplumsal bir inşa süreci olduğunu vurgulayarak, “Barış büyük masalarda değil, insanın insana yeniden dokunabildiği yerde başlar. Şimdi barış hukukunu kurmanın zamanıdır” dedi.

 

Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda söz alan Sancar, konuşmasına “Ben bugün barıştan söz edeceğim” diyerek başladı.

 

“Barış naiflik değil, bilinçli bir tercihtir”

 

Barış savunuculuğunun çoğu zaman “naiflik” ile eş tutulduğunu belirten Sancar, bu yaklaşımı eleştirerek, barış fikrinin pasiflik ya da teslimiyet anlamına gelmediğini söyledi.

 

Sancar, “Barış savunucuları en kırılgan ateşkeste bile barışı inşa etmenin imkânını arar. Azla yetinmez ama azın da değerini bilir. ‘İnsan insanın kurdudur’ anlayışına karşı, ‘insan insanın yurdudur’ düsturunu savunur” ifadelerini kullandı.

 

Barışın zahmetli bir süreç olduğuna dikkat çeken Sancar, barış umudu var oldukça bunun tesisi için çaba göstermenin bir sorumluluk olduğunu vurguladı.

 

“Barış bir sonuç değil, etik ve politik bir kapasitedir”

 

Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan bilgilere göre barışın yalnızca bir anlaşma ya da varılacak son durak olmadığını dile getiren Sancar, barışı etik ve politik bir tercih olarak tanımladı.

 

“Barış, toplumun kendini yeniden kurmasının en etkili yöntemidir” diyen Sancar, bu sürecin toplumsal müzakere ve demokratik siyasetle mümkün olabileceğini belirtti.

 

27 Şubat’ta açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Deklarasyonu”na dikkat çeken Sancar, bu metnin, Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sancar, deklarasyonun, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı konuşmaya “tarihi bir karşılık” olduğunu ifade etti.

 

“Bu çağrı, demokratik siyasete ve topluma yöneliktir”

 

Dünyadaki çatışma-çözüm deneyimlerine değinen Sancar, Abdullah Öcalan’ın çağrısının klasik çözüm modellerini ters yüz ettiğini savundu.

 

“Silah konuşmanın önünde engelse, bu engeli kaldırarak konuşmaya başlayalım” diyen Sancar, bunun demokratik siyasete ve topluma yapılmış güçlü bir çağrı olduğunu belirtti. Sürecin toplum merkezli bir zemine taşındığını vurgulayan Sancar, bunun dönüştürücü bir hamle olduğunu söyledi.

 

“Nefret siyaset değildir”

 

Sancar, düşünür Hannah Arendt’in “Siyaset, insanların eşit olarak bir arada konuşabilme sanatıdır” sözünü hatırlatarak, topluma diyalog çağrısı yaptı.

 

“İtirazlarımızı, kaygılarımızı, kırgınlıklarımızı dile getirelim; ama kin ve nefretle değil” diyen Sancar, nefretin siyaseti ve insaniliği yok eden bir unsur olduğunu ifade etti.

 

“Ortadoğu dönüşüyor, Türkiye seyirci kalamaz”

 

Soğuk Savaş döneminde imzalanan nükleer silahsızlanma anlaşmalarına yönelik toplumsal tepkileri hatırlatan Sancar, çatışma ve savaş dilinin zihinlere yerleştiğinde dönüştürülmesinin zorlaştığını söyledi.

 

Dünyada ve Ortadoğu’da köklü bir dönüşüm yaşandığını belirten Sancar, “Artık Ortadoğu’daki gelişmelerin Türkiye’ye etkisini değil, Türkiye’den Ortadoğu’ya yayılacak etkileri konuşma zamanıdır” dedi.

 

“Barışın kökleri haklar, dalları eşitliktir”

 

Barışın yalnızca şiddetsizlikten ibaret olmadığını vurgulayan Sancar, barışı bir ağaca benzeterek şu ifadeleri kullandı:

 

“Barışın kökleri olmalı; bu da hakların tanınmasıdır. Dalları olmalı; eşitliğin sağlanmasıdır. Yaprakları olmalı; devletin ve toplumun demokratik dönüşümüdür. Aksi halde o ağaç ilk fırtınada devrilir.”

 

“Barış hukukunun üç boyutu var”

 

Sancar, barış hukukunun üç temel boyutu olduğunu belirterek şunları sıraladı:

 

“Çatışmasızlığın kalıcı hale getirilmesi ve buna uygun hukuki düzenlemelerin yapılması, çatışmayı doğuran sorunların, özellikle Kürt sorununun çözümüne yönelik mekanizmaların oluşturulması, barışı bütünsel hale getirecek demokratikleşme ve demokratik toplum inşası.”

 

“Meclis tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya”

 

TBMM’nin tarihi bir görevle karşı karşıya olduğunu söyleyen Sancar, yeni yüzyılın demokrasi, özgürlük ve eşitlik temelinde inşa edilebileceğini ifade etti.

“Barış bizi ayırmaz, birleştirir” diyen Sancar, eşit ve özgür bir birlikte yaşamın güvencesinin barış savunuculuğu olduğunu vurguladı.

Mithat Sancar konuşmasını, “Bu sürecin rotası barışsa, pusulası demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet olmalıdır” sözleriyle tamamladı.

☀️

Şanlıurfa

7°C

Durum: Açık