Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Güvenlik Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş’ın moderatörlüğünde video konferans yöntemiyle yapılan panele, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ve Paris Jeopolitik Araştırmaları Gözlemevi Başkanı Charles Saint-Prot katıldı.
Büyükelçi Musa, nerede olursa olsun darbe girişimleriyle mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
“(15 Temmuz darbe girişimi) O teröristler devlet konseptinin yerine kendi yıkıcı ideolojilerini koymaya çalıştı. Bence bu darbe girişiminin asıl mahiyeti buydu. Bunu gözden kaçıramayız. Amaç kurulu siyasi düzeni devirmek ve devlet yapılarını ele geçirmekti.” diyen Musa, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) halkın dini inançlarını araçsallaştırdığını ve suistimal ettiğini belirtti.
Musa, darbe girişiminden sonra Türkiye’de alınan tedbirlerin Batı Avrupa ülkeleri tarafından eleştirilmesine değinerek, “NATO’nun ikinci ordusunun zayıfladığını söylediler. Kesinlikle böyle bir şey olmadı. Daha sonra yaşadığımız gelişmeler gösterdi ki söz konusu kişiler görevden alındıklarında ve bunlar defedildiğinde bizim silahlı kuvvetlerimiz ve siyasi düzenimiz genel olarak güçlendi. Hatta hem ülke içinde hem ülke dışında daha fazla girişimlerde bulunabilmeye başladı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Dostlarımız ve müttefiklerimiz FETÖ’yü terörist olarak kabul etmiyor”
Darbe girişiminin kontrol altına alınmasında halkın iradesinin çok belirleyici yeri bulunduğunu ifade eden Musa, “(Avrupa ve Fransa) Dostlarımız ve müttefiklerimiz FETÖ’yü terörist olarak kabul etmiyor.” dedi.
Musa, “Toprak bütünlüğü ve siyasi yapıları tehlikeye girdiği ve anayasal düzen hedef alındığında devletlerin buna tepkileri büyük ölçüde aynı oluyor ve benziyor. Bu noktada Avrupalı dostlarımızı biraz daha empati kurmaya davet etmek istiyorum. Söylediklerimize biraz daha kulak vermelerini rica ediyorum.” ifadesini kullandı.
Yaşanan son gelişmelerin ışığında Avrupa’nın ve Türkiye’nin kaderlerinin birbirlerine bağlı olduğunun görüldüğünü ifade eden Musa, her iki tarafın yapacağı iş birliğinden kazançlı çıkacağını söyledi.
Musa, “Türkiye Avrupa için kaçınılmaz bir ortaktır. Bunun altını çiziyorum.” dedi.
Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’yi bünyesine katmadan siyasi güç olarak kendini ortaya atamayacağını belirten Musa, bunun hala mümkün olduğunu söyledi.
“Gülen gerçek yüzünü gösterdi”
Charles Saint-Prot, bir darbenin mevcut bir azınlığın devirme girişimi olduğunu ve bunun için genellikle yasa dışı yollara başvurulduğunu söyledi.
“Türkiye’de bir darbe girişim yapıldı. Bunun beyni Fetullah Gülen cemaatiydi. Bu darbe girişimi başarısız oldu çünkü meşru hükümet, halkı seferber etti ve desteğini aldı. Bu önemli bir faktör. Ordunun belli bir bölümünün de demokrasi tarafından olması önemli oldu.” değerlendirmesinde bulunan Saint-Prot, Türkiye’de artık bunların yaşanmaması gerektiğini belirtti.
Saint-Prot, “Gülen gerçek yüzünü gösterdi. Yani diktatör hevesli bir cemaat lideri yüzünü göstermiş oldu.” dedi.
Bu darbe girişiminin Türk halkı tarafından akamete uğratıldığını vurgulayan Saint-Prot, “Bazı ülkeler gerekli ve uygun yaklaşımı göstermedi. Demokrasiyi korumak için tek bir söylem kullanmamız lazım. İyi darbe ve kötü darbe yoktur. Bazı Avrupa ülkeleri ve özellikle Fransa’nın, Gülen’in bu darbe girişimini kınamak için daha kesin ve net bir dil kullanmasını isterdim. Bu (darbe girişimi) Türkiye için ciddi bir tehlikeydi. Ülkeyi istikrarsızlığa sürükleme riskiydi.” diye konuştu.
Saint-Prot, Türk hükümetinin darbe girişimini akamete uğratmasını memnuniyetle karşılanması gerektiğinin altını çizdi.
Batılıların bu konuda daha net dil kullanması gerektiğini dile getiren Saint-Prot, “Bu darbe girişimi orduyu zayıflattı deniliyor. Bazı personelini kaybetti ama Türkiye güçlenerek çıktı. Darbeleri akamete uğratanlar daha güçlü şekilde çıkar.” dedi.
Saint-Prot, Batılı ülkelerin Türkiye’ye karşı çok dürüst davranmadıklarını ve bunun altının çizilmesi gerektiğini söyledi.
“Bence Türk halkı gururlu ve ayakta duran bir halk olduğunu gösterdi”
Türkiye’de darbe girişiminin yaşandığına ilişkin herhangi bir şüphe olmadığını ifade eden Saint-Prot, şöyle konuştu:
“Darbe girişimi akamete uğratılmıştır ve anayasal düzen hakim gelmiştir. Herkes bunu memnuniyetle karşılamalıdır. Türkiye’nin güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türk halkı kibar bir halktır ama aptal yerine koyulacak bir halk değildir. Bence Türk halkı gururlu ve ayakta duran bir halk olduğunu gösterdi. Halkın Türkiye’nin göstermiş olduğu tutumdan gurur duyması gerekiyor. Dünyanın güçlü ve istikrarlı bir Türkiye’ye ihtiyacı vardır.”
Saint-Prot, PKK’nın bir terör örgütü olduğunu ve ABD ile AB tarafından da bu şekilde kabul edildiğini anımsatarak, “Türkiye bu örgüte karşı girişimde bulunduğunda eleştiriliyor. Libya’da Türkiye müdahale ettiğinde suçlanıldı. Orada Rusya ve ABD daha fazla müdahil. Bunlar Akdeniz ülkesi değil ama Türkiye Akdeniz ülkesidir.” dedi.
“AB bünyesine çok ihtiyacımız olan Türkiye’yi katmalı”
Türkiye’nin meşru hükümetin talebiyle Libya’da bulunduğunu vurgulayan Saint-Prot, “Türkiye’ye ihtiyacımız var. NATO’da Türkiye’ye ihtiyacımız var. Bölgenin ve Ortadoğu’nun istikrarı için Türkiye’ye ihtiyaç var.” ifadesini kullandı.
Saint-Prot, Fransa’nın Türkiye ile ilişkileri yeniden düzenlemesi gerektiğini söyledi.
Charles Saint-Prot, “Türkiye (Avrupa için) kaçınılmaz ortaktır. Beraber çalışmamız şarttır. Ortak çıkarlarımıza hizmet etmemiz gerekiyor. Bizim Türkiye’ye ihtiyacımız var. Türkiye’nin de bize ihtiyacı vardır. AB ülkeleri ve Türkiye’nin iş birliği kurması zaruridir. AB sembolik olarak daha fazlasını yaparak bu konuda iradesi olduğunu göstermeli ve bünyesine çok ihtiyacımız olan Türkiye’yi katmalı.” diye konuştu.